- yeme
- yemeçük buğday taşınan küçük çuval III,48
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
yeme — is. 1) Yemek işi Herkes yemeye ekmek bulamazken onlar rahat geçiniyorlardı. M. Ş. Esendal 2) Yiyecek Bu ay yeme masrafımız çok oldu. Birleşik Sözler yeme içme … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeme — Yheme, Yheming. See ȝeme … Oldest English Words
yeme — /yiym/ In old records, winter; a corruption of the Latin hiems … Black's law dictionary
yeme — … Useful english dictionary
yeme içme — is. Türlü yiyecek ve içeceklerle beslenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeme de yanında yat! — çok lezzetli veya çok hoş … Çağatay Osmanlı Sözlük
Aseret Yeme Teshuva — English Ten Days of Penitence the first 10 days of the Jewish religious year. See yamim noraʾim. * * * … Universalium
halt yeme — karıştırma, ortalığı bulandırma … Beypazari ağzindan sözcükler
boğaz durmaz — yeme içme gereksiniminin başka ihtiyaçlar gibi geri bırakılamayacağını anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
AYŞ U TARAB — Yeme içme, eğlence … Yeni Lügat Türkçe Sözlük